Çin, Hindistan’ın Tibet acemiliğinden fayda sağlıyor

Çin, Hindistan’ın Tibet acemiliğinden fayda sağlıyor

Dalay Lama, diğer Tibetli Budist mezhepler üzerinde siyasi ve doktriner egemenlik iddiasında bulunmaktadır. Bu iddiasını da, Gelugpa mezhebinin 17.yüzyıldan beri Tibet’in merkezini ve Lhasa’yı siyasi açıdan egemenlik altında tutmasına dayan

Karmapa Ogyen Trinley Dorje, Dalay Lama’nın halefi olarak belirlenmiş genç bir keşiş.


Peter Lee *

Hindistan’ın, kilit önem taşıyan bir Çin-karşıtı stratejik değeri, yani kuzey Hindistan’daki Tibetli göçmen ve yerli etnik Tibetli Budist toplulukları, yönetmede gösterdiği acemilik, Çin tarafından hoşnut bir edayla uzaktan izleniyor.

Hindistan, Karmapa Ogyen Trinley Dorje karşısında yüksek profilli ve belli belirsiz yabancı düşmanlığı taşıyan bir kampanya yürütmekte. Dorje, Tibet kültürü, dini ve ulusal emellerinin sembolü olarak, Dalay Lama’nın halefi olarak belirlenmiş genç bir keşiş.

Hintli gazeteler, finansal suiistimaller, kur politikaları ve gayrimenkul yasalarının ihlali iddialarına dayanan suçlamalarıyla dolmuştu. İçlerinden en saldırgan olanı ise, Karmapa’nın Çinli bir “köstebek” olduğu yönündeydi; güya sınırın Hindistan tarafında Çinlilere yönelik manastırlar inşa etmek üzere, Çin’den para alıyormuş.


Göçmen Tibetlilerin meseleleri ve Budist rahiplerin saflığı hakkında görece olarak basite indirgeyici bir yaklaşım benimsemeye yatkın olan Batı’da ise, Karmapa’nın içinde bulunduğu güç durum, şaşırtıcı bir şoka dönüşmüştü. Ancak, göçmen Tibetli politikacıların ve Hindistan’ın güvenlik politikası perspektifinden bakıldığında, Karmapa aleyhinde yürütülen kampanya, pek de şaşırtıcı görünmüyor.

Dışarıdan bakıldığında, Ogyen Trinley Dorje ismiyle tanınan Karmapa’nın hikayesi, 14.Dalay Lama’nın şahsında kişiselleştirilmiş olan Tibetli göçmen topluluğunun kahramanlık kokan temellerinin yinelenmesinden ibarettir.

Ogyen Trinley Dorje, 1992 yılında henüz bir çocuk iken, Çin Halk Cumhuriyeti içinde, Tibet Budizmi’nin Kagyu mezhebinin başı Karmapa’nın reenkarnasyonu olarak belirlenmiş ve bu vasfı teyit edilmişti. 1999 yılında, özgürlüğüne kavuşmuş; Hindistan-Dharmsala’ya giderek, Dalay Lama’dan destek görmüştü. Karizmatik genç keşiş, kısa sürede Dharmsala’daki birçok Tibetli göçmen ve Tibet davasının yabancı savunucuları tarafından, Tibet Budizmin dünyadaki elçisi olarak Dalay Lama’nın saygıdeğer halefi olarak tanınmıştı.

Ancak, bu mutlu masal, sadece hikayenin bir bölümünü oluşturuyor.

Karmapa’nın hikayesi, aynı zamanda, şiddet içeren, kanlı ve bazen de Tibet Budizmi’yle, bizzat Kagyu mezhebinin içinde ölümcül mücadeleler içeren bir hikayedir. Aynı hikayenin içinde, hassas sınır bölgelerinde Tibetli Budistleri denetlemek üzere Hindistan’ın güvenlik kurumunun gösterdiği kararlılık da yer alıyor.

Kagyu mezhebi ile Dalay Lama’nın Gelugpa mezhebi birbiriyle pek de iyi anlaşamazlar.

Dalay Lama, diğer Tibetli Budist mezhepler üzerinde siyasi ve doktriner egemenlik iddiasında bulunmaktadır. Bu iddiasını da, Gelugpa mezhebinin 17.yüzyıldan beri Tibet’in merkezini ve Lhasa’yı siyasi açıdan egemenlik altında tutmasına dayandırır. Burada öngörülen hiyerarşi; önce Dalay Lama’nın, ardından Panchen Lama’nın, üçüncü olarak da Karmapa’nın gelmesi şeklindedir.

Karmapa’nın törenler vesilesiyle giydiği şapkadan dolayı “Kara Şapka” olarak da bilinen Kagyu mezhebi, Dalay Lama’nın onlarla konuştuğunu ileri sürerler. Kagyu mezhebinden olanlar, Karmapa’nın Dalay Lama’nın reenkarnasyonu olduğunu ve bu reenkarnasyonun, ilk Dalay Lama tahta geçmeden 100 yıl kadar önce başladığını düşünürler. Karmapa, bugünkü Çin toprakları içindeki Tsurpha manastırında ikamet etmektedir. 16. Karmapa ise, Kagyu mezhebinin en önemli giysileri ve hazineleri ile birlikte Sikkim’e kaçmış ve orada Rumtek adında yeni bir merkez kurmuştu. Rumtek, Sikkim’in başkenti Gangtok’a birkaç mil uzaklıktaydı.

Bu kurumsal bölünme, 1960’lı yıllarda Dalay Lama’nın Budist olmayan erkek kardeşi Gyalo Thondup’un (ki kendisi Çin’in Tibet işgaline karşı yürütülen gizli savaşta CIA’in temas kişisiydi) parçalanmış göçmen topluluğunu ve mezhepleri Dharmsala’daki sürgün hükümetinin denetimi altında bir araya getirecek bir “birleşik cephe”nin kurulmasına öncülük etmesiyle birlikte daha da şiddetlendi. Diğer mezhepler ise, Gelugpa’nın denetimine boyun eğmekten hiç de hoşlanmışa benzemiyorlardı. Bunun üzerine, Gungthang Tsultrim liderliğinde, kendi siyasi örgütlenmelerini kurdular: “On Dördüncü Yerleşim”.

1977 yılında, Gungthang öldürüldü. Katilinin polise söylediğine göre, sürgündeki hükümet tarafından kendisine onu öldürmek için 35.000 Dolar ödenmişti. Katil, ayrıca, mevcut Karmapa’yı öldürmesi için bu meblağın iki katının kendisine önerildiğini de iddia etmekteydi. [1]

Göçmen topluluğunun denetimini tek bir merkezde toplama çabaları suya düşmüş; Gelugpa ile Kagyu liderleri arasında nahoş duygular bırakmıştı ardında…

1981 yılında 16.Karmapa’nın ölmesi üzerine ise, Kagyu mezhebinin içinde yaşanan bölünme, her şeyi daha da karmaşıklaştırdı. Anlaşmazlık, Kagyu düzeni içindeki iki Rinpoche olan Tai Situ Rinpoche ile Shamar Rinpoche (Rinpoche, reenkarnasyona uğramış Budist rahiplere verilen onursal bir ünvandır) arasındaki rekabete dönüştü.

Rumtek’in denetimi ve buranın ruhani ve dünyevi hazineleri konularında on yıllar süren bir çatışma yaşandı. Şimdilerde ise, bu konuda yasal bir belirsizlik hakim: Hindistan mahkemeleri, söz konusu denetimi, Shamar Rinpoche tarafından kurulan bir vakfa verdi; ancak yerel hükümet, halihazırda tesisi işgal eden Tai Situ Rinpoche partizanlarını tahliye etmek gibi siyasi açıdan travma yaratıcı bir adımı henüz atmadı.

Öte yandan, 17.Karmapa’nın kimliği üzerinde de bir anlaşmazlık süregelmekte.

Tai Situ Rinpoche, 16.Karmapa’dan kalan gizli bir notu bulduğunu ve bu nottan yola çıkarak Dalay Lama’nın belirlediği kişiye ulaştığını ve onu –yani Ogyen Trinley Dorje’yi- 1992 yılında 17.Karmapa olarak tahta geçirdiğini iddia etmişti.

Shamar Rinpoche ise, bir rüya sonucu farklı bir Karmapa’ya –bir Trinley Thaje Dorje’ye- yöneldiğini, ardından onu sessiz sedasız Çin’den Hindistan’a getirdiğini ve 1994 yılında tahta geçirdiğini söylemişti.

Shamar Rinpoche’nin yandaşları, Ogyen Trinley Dorje’nin Dalay Lama tarafından belirlenmesini, Gelugpa’ların bir alaveresi olarak görüyorlar. Shamar Rinpoche’nin bir öğrencisi olan Amerikalı Erik Curren, Karmapa çelişkisi hakkında “Buddha Gülümsemiyor” başlıklı bir kitap kaleme almıştı. Asia Times’a konuşan Bay Curren, Ogjen Trinley Dorje’nin tahta çıkışını, Dalay Lama tarafından Kagyu mezhebine yapılan sanal bir darbe olarak nitelemektedir. Buradaki niyet, kolaylıkla manipüle edilebilen göçebelerin oğullarını, Karmapa pozisyonuna yükseltmektir.

Shamar Rinpoche’nin yandaşları, aynı zamanda, tarafsız bir Rinpoche’nin Ogyen Trinley Dorie’yi bulmak üzere Tibet’e yaptığı seyahat sırasında, seçim sürecini daha da karmaşıklaştırmaması için öldürüldüğü imasında bulunmuşlardı. Ayrıca, şu anda Dharmsala’da bulunan delikanlının aslında Ogyen Trinley Dorje olmadığı da iddialar arasında…

Onlara göre, gerçek Ogyen Trinley Dorje, bir öğrenme bozukluğuna yenik düşmüş; bu yüzden de Karmapa’nın görevlerini yerine getiremeyecek hale gelmişti. Dolayısıyla, bu iddiaya kulak verildiğinde, Tai Situ Rinpoche, bu oğlanın kendinden daha büyük bir akrabasını, bir hilekarı onun yerine geçirmişti.

Ancak, şu da bir gerçekti ki, o oğlan da 16. Karmapa’nın reenkarnasyonu olmak için fazla yaşlıydı; keza eski Karmapa ölmeden önce doğmuş olmalıydı. Hindistan’a gelişinin ardından gerçekleştirilen tıbbi muayene kayıtları da yok edilmişti. Bu kayıtlarda, muhtemelen, “organları”nın, iddia edilen yaşına kıyasla aşırı gelişmiş olduğu ortaya çıkacaktı.

Ogyen Trinley Dorje’ye yapılan en işe yarar suçlama –ki bu suçlama da, Hindistan güvenlik aygıtının yakın ilgisine nail olmuştu-, patronu Tai Situ Rinpoche’nin Çin Halk Cumhuriyeti’yle hileli işler çevirerek, Çin’in etkisinin Hindistan’ın Himalaya sınır bölgelerine dek yayılması için yaptığı girişimlere dairdi.

Tai Situ Rinpoche’ye yönelik olarak Hintlilerin görüşleri, 1997 tarihli gizli bir muhtırada yer alır. Muhtıra, Hindistan’ın Sikkim’deki Baş Katibi K Sreedhar Rap’dan Hindistan kabinesine gönderilmiştir. Konu, Tai Situ Rinpoche ile Shamar Rinpoche arasında Rumtek’in denetimi ve işgali konusundaki mücadelelerdir.

Bay Curren’in kitabının ek bölümünde yeniden aktarıldığı gibi, Rao’nun Tai Situ Rinpoche hakkındaki endişeleri son derece açıktır. Başlıca endişe konusu ise; Tai Situ Rinpoche’nin Karmapa’yı belirlemesinin ardından, onu Kagyu mezhebinin geleneksel mekanı olan Tsurphu manastırına götürmesi ve orada Çin hükümetinin de desteğiyle onu tahta oturtması, Lhasa’da da onuruna “son derece görünür ve şatafatlı bir resepsiyon” düzenlemesiydi. Gerçekten de, Ogyen Trinley Dorje, hem Çin hükümeti hem de Dalay Lama tarafından tanınan en büyük Tibetli dini figürdür.

Çin Bağlantısı ve Tai Situ Rinpoche’nin Rolü

Yukarıda da görüldüğü gibi, Tai Situ Rinpoche grubu, isteyerek veya istem-dışı şekilde Çinlilerin oyuncağı olmuşlardır. Buna karşın raporlarda gösterilene bakılırsa, Tibetli Tai Situ, sürekli olarak Tibet’i ziyaret etmekteydi; 1984–85 yılları arasında çok fazla seyahat yapmış ve ülkesinin kalkınmasına yönelik bir program hazırlamıştı. Burada özellikle vurgulanması gereken unsur; bu rapor çerçevesinde, Çin ve diğer ülkelerin halkları arasındaki dostane bağlantılardan söz edilmesi, Çin dilinin incelenmesi ve Çin’de uygulanan tıp biliminin mercek altına alınmasıydı. Çinliler hakkında en dostane şekilde konuşmakta; Çinlilerden “kardeş” olarak bahsetmekteydi. Ülke dışında yaşayan Çinli kardeşlerden de söz etmeyi ihmal etmemişti.

Tibet özerk bölgesini de ele almış ve hazırladığı planın, Çin halkı ve özellikle de Tibet, Sitron, Yunnan, Gangshuo gibi özerk bölgelerin yararına olacağını dile getirmişti. Çin’in iki liderine –Hu Yao Ban ile Deng Xiao Peng- ve Çin’in diğer liderlerine, mükemmel siyasi duruşlarından dolayı bol bol teşekkürlerini sunmuştu. Tai Situ Rinpoche’nin raporu, Çin Komünist Hükümeti’nin Direktörü’ne yönelik olarak kaleme alınmıştır. Tüm bunlar ise, Tai Situ’nun muhtemelen 1984 yılından itibaren Çinlilerle iyi ilişkiler geliştirmiş olduğunu ortaya koyar.

Çin’in bu aşamada bu meseleye neden ilgi duyduğu noktasını incelemek gerekiyor. Reenkarnasyona uğramış kişilerin belirlenme hakkını elde eden Çinlilerin, zamanı geldiğinde mevcut Dalay Lama’nın halefini de belirlemeleri son derece beklenen bir durum. Ayrıca, şunu da belirtmekte yarar var ki, Ladakh’dan Arunachal Pradesh’e dek tüm Himalayalar boyunca, Tibet Lamaistik Budizmi’nin etkisi, manastırlarda son derece fazladır.

Çinlilerin bu manastırlara nüfuz etme çabaları olduğu bilinen bir gerçek ve bugünden itibaren, en az on bir manastırın başında Budist rahipler bulunuyor. Bu rahipler, Çin tarafından himaye altında bulunduruluyor. Çinlilerin nüfuzlarını bu şekilde yaygınlaştırmalarına izin vermek, pek de istenen bir durum olmayacaktır ve bu bağlamda Rumtek’teki mevcut durumun titizlikle ele alınması gerekiyor. [2]

1998 yılında, Shamar Rinpoche tarafından Tai Situ Rinpoche ve Dalay Lama ile onun oğluna yönelik açılan bir davada, bu kişiler, Rumtek’i ele geçirmekle, Sikkim’in istikrarını bozmakla ve burayı Çinlilere teslim etmekle suçlanmıştı. [3]

Şurası bir gerçek ki, evrensel kardeşlik hakkında Budistlerin kulağa hoş gelen ama içi boş laflarının ötesinde, Tai Situ Rinpoche, Çin hükümetinin desteğiyle Tibet içindeki pozisyonunu yeniden kurma yönündeki çabalarını gizlemedi.

Batı Sincan eyaletinde geleneksel makamı olan Palpung Manastırı’nı yeniden inşa ettirdi. Websitesinde, manastır hakkında muhteşem görüntüler yer alıyor ve söylenene göre, burada 300 öğrenci ve 50 keşiş yaşıyor.

Çin hükümeti ise, Tai Situ Rinpoche’ın yandaşlarına bağlı olan deniz-aşırı Tibet örgütlerinin kurulmasını teşvik eder gibi görünüyor. Ayrıca, Çin hükümeti, Karmapa olarak Ogyen Trinley Dorje’yi de ön plana çıkarıyor.

Tai Situ Rinpoche’nin Hindistan’da karşılanması ise, çok daha az dostane oldu. Hint hükümeti, 1994 ila 1998 yılları arasında kendisinin Hindistan’a girmesini yasakladı (Bhutan Krallığı’na ait bir pasaportla seyahat etmekteydi). Himalaya sınır bölgesine yaptığı seyahat ise, Himachal Pradesh’le sınırlandırılmıştı; keza burada sürgündeki Tibet hükümeti ve onun Hindistan içindeki başlıca tesisi olan Palpung Sherabling bulunuyordu. Kuzeydoğuya, Jammu/Kaşmir’e veya Sikkim’e de seyahat edemezdi; keza orada da Rumtek bulunuyordu. [4]

Dalay Lama’nın en çok sevilen varisi olan Ogyen Trinley Dorje’ye dair Batı’nın algısına taban tabana zıt olarak, Hint hükümeti, bu kişinin hareketlerini oldukça kısıtlıyor. Ülke içindeki seyahat güzergahlarına getirdiği kısıtlamalara ilave olarak, birçok kez Sikkim’i ziyaret etmeye çalışmış; ancak her defasında reddedilmişti. Hint hükümeti, Avrupa’ya gitme ve 2010 yılında ABD’ye ikinci bir seyahatte bulunma çabasını da engellemişti.

Hint hükümeti açısından, Ogyen Trinley Dorje’nin Batı nezdindeki prestijini, siyasi nüfuzunu ve mali gücünü güçlendirmemesi, dolayısıyla da Çin-yanlısı patronu Tai Situ Rinpoche’yi göçmen Tibet hareketinin merkezine konumlandırmaması son derece önem arz eden bir mesele haline geldi.

Ancak, Batı’dan destek alma olanakları kısıtlanmış olsa bile, Sikkim’de Ogyen Trinley Dorje’nin iyi örgütlenmiş ve mali kaynakları olan destekçilerinin ısrarlı ve nahoş baskıları söz konusuydu. Bu kişiler, onun Rumtek’e girme izni almasını talep ediyorlardı. 2010 yılı Eylül ayında, “Ortak Eylem Komitesi”, 30.000 kişiyi organize ederek (ki bu da Sikkim tarihinin en kalabalık organizasyonuydu), Karmapa’nın geri dönmesini talep ettiler; böylelikle bir başka hassas sınır bölgesinde Hintlilerin gayelerine karşı kararlı ve organize bir muhalefet sergilemiş oldular. [5]

Hint hükümeti, Tai Situ Rinpoche’nin, Rumtek’in ve onun dünya çapında ün kazanmış şubelerinin prestijini ve refahını kazanması fikrinden ve Sikkim’de Çin yanlısı bağımsız bir camianın varlığından nefret ediyor.

Ogyen Trinley Dorjeye yönelik artan Hint düşmanlığının ilginç bir göstergesi de, Ocak 2011’de kendisinin güvenlik sınıflandırmasının o çok imrenilen z+ düzeyinden (en prestijli ve yüksek sınıflandırmadır; sadece 36 personele aittir) aşağıya indirilmesi oldu.

Öte yandan, Karmapa’nın bir dostuna ait olan bir araç, 26 Ocak günü teftiş edildi ve içinde nakit para olan bir çanta ortaya çıkarıldı. Bunun üzerine, Karmapa’nın ikametgahına baskın yapıldı. Hint basınında, nereden geldiği kuşkulu olan, 1 milyon dolar değerinde olduğu iddia edilen bu parayla ilgili onlarca bilgi yağmuruna tutuldu.

Sikkim’deki Ogyen Trinly Dorje yanlısı örgütün sözcüsü Thukchuk Lachungpa, IBN’de katıldığı bir canlı yayında, yöneltilen bu suçlamaları çürütmek üzere ayrıntılı ve ikna edici kanıtlar ortaya döktü. [6]

Ancak, Hint medyası, adeta “kırmızı et” yemeye iştahlı gibiydi. Hint hükümeti ise, menüye Ogyen Trinley Dorje’yi koymaktan memnundu.

Yerel savcı ise; Karmapa’nın kendisine yöneltilen 50 soruya verdiği yanıtlardan “memnun olmadığı”nı söyledi. [7]

Hükümet, daha sonra, Karmapa’nın geçici ikametgahının bulunduğu arazinin yasa-dışı olduğunu iddia ediverdi. [8]

Hint basınındaki Karmapa-karşıtı rüzgar, Times of India ile devam ettirildi. Times of India da, Karmapa’nın yaşını geçmiş bir sahtekar olduğunu ortaya çıkarabilecek türden önemli tıbbi kayıtların ortadan kaybolduğunu aktardı. [9]

Hindistan’da yayımlanan The Telegraph ise, Karmapa’nın olası tutuklanması ve “Çinli ajan” olarak sınır dışı edilmesi olasılığına dair Hint hükümetinin içinden elde edilmiş bir takım imaları sayfalarına taşıdı:

Yeni Delhi, Şubat 3: Hükümet, Ugyen Trinley Dorje’nin tutuklanması olasılığını yok saymıyor; ancak kaynaklara göre, Dışişleri Bakanlığı’nın bu yönde bir adımda oldukça belirleyici bir yeri olacaktır. Keza, Hindistan, bu kişinin Çin’in “stratejik değeri” olduğuna inanıyor.

Kaynaklara göre, eğer hızlı davranılırsa, Dorje tutuklanıp sınır dışı edilebilir.

Ancak, Dorje’yi tutuklamak için, polisin öncelikle Delhi’nin onayını alması gerekiyor; çünkü bu mesele, dış politikayı da ilgilendiriyor.

Delhi, Dorje’nin ikametgahından alıkonan paranın kaynağından şüpheleniyor; bu paranın, Hindistan’ın Himalaya bölgesinde Çin-dostu Tibet kuruluşları kurmak üzere toplandığını düşünüyor. Ancak, bir yandan da, bu konunun hassasiyetinden dolayı, önündeki seçenekleri ince eleyip sıkı dokuyor.

Hükümet, Dorje’nin, Pekin’in “stratejik bir değeri” olduğuna inanıyor ve kendisinin 2000 yılı Ocak ayında Tibet’ten Hindistan’a “kaçışı”nın da “devlet tarafından yönetildiğini” düşünüyor.

“Onun bir casus olduğunu söylemiyoruz; ama kendisi büyük ihtimalle Pekin açısından stratejik bir değerdir” diyor bir istihbarat görevlisi. Himachal Pradesh’in Polis Teşkilatı’nın Genel Müdürü D S Manhas, bu konuda birden fazla soruşturma yürütüldüğünü açıkladı. Kendisi, olayın tüm aktörlerini (Karmapa, Tai Situ Rinpoche, Çinliler ve Batılılar) tek bir ağ etrafında bir araya getirmek için çabalıyor:

“16.Karmapa ve Samar Rinpoche’nin ardından Kagyu hiyerarşisinde üçüncü kademede bulunan Tai Situ Rinpoche’nin, yaklaşık 4 yıllık bir boşluğun ardından 1998 ylında Hindistan’a geldiğini söyledi. Hindistan hükümetinin, J & K [Jammu ve Kaşmir], Sikkim, Manipur, Assam, Meghalaya, Tripura, Nagaland, Arunachal ve Mizoram’ın üst düzey görevlilerine 4 Ağustos 1998 tarihinde gönderdiği mektupta, bu kişinin eyaletlerine girişinin engelleneceği belirtiliyordu. Bu engellemenin en açık gerekçesi de, kendisinin Çin ile bağlantısı ve bu eyaletlerde sorun çıkarma riskiydi. Keza, 17.Karpama hakkında bir tartışma söz konusuydu.”

Manhas sözlerine şöyle devam ediyor: “Ayrıca, Hint Hükümeti, 17.Karmapa’nın Rumtek’e yerleşmesine izin vermeyi reddetti. Ugyen Trinlay Dorje, Tai Situ’nun sahip olduğu Tserabling manastırına taşınma izni talep ettiğinde bile bu talebi reddedildi”.

Manhas, şunları da kaydediyor: “Sırası gelmişken, Tai Situ her ne kadar Tibetli olsa da, Bhutan hükümetinin çıkardığı diplomatik pasaportla her yere seyahat ediyor. Bu pasaportu nasıl elde ettiğini ise kimse bilmiyor.”

Öte yandan, 16.Karmapa ardında bir vasiyet bırakmamış olsa da, Tai Situ, bu vasiyet mektubunun bir nüshasının kendisinde olduğunu, ondan yola çıkarak Ugyen Trinlay Dorje’yi bulduğunu ve kendisini –Pekin’in de onayıyla- 17.Karmapa olarak görevlendirdiğini iddia ediyor. Manhas, şunu da ekliyor: “Üst düzey bir Tibetli rahibin Pekin tarafından tanındığı ve ailesiyle birlikte Pekin’e kabul edildiği tek makam bu…”

Çin’de yayımlanan People’s Daily’ye göre, 17.Karmapa, Pekin’deki resmi bir davetin kapanışında “Yaşasın Çin Halk Cumhuriyeti!” diye bağırmış. Bu da, kendisinin, söz konusu ülke hükümetinin etkisi altında kalmış olabileceğini gösteriyor.

Manhas’a göre, bir diğer önemli etmen, Tai Situ’nun yakın dostu olan Alman vatandaşı Roslia Findeisen’in 18 Kasım 1993 tarihinde Hindistan’dan sınırdışı edilmesiydi. Gerekçe olarak da kendisinin Çin’le olan bağlantıları gösterilmişti. Ancak, Çin sempatizanı bağlantıları olan Tayvanlı bir politikacının, Chen Luaan’ın Hindistan’a geldiği sırada, kendisi de bu ülkeye gelmiş ve onunla buluşmuştu.

Manhas’ın söylediğine bakılırsa, Himachal Pradesh Polisi’nin başlıca endişesi; Çin Halk Cumhuriyeti’nin sınıra yakın Himalaya eyaletlerinde niçin Tibet manastırları kurmaya bu denli ilgili olduğu ve bu manastırlarda yaşayan insanların bağlantılarının kimler olduğudur. [10]

Haber ajansı DNA’nın da ortaya çıkardığı bir rapora göre, polis, Çinlilerin SIM kartlarına el koydu ve Hint hükümeti, Karmapa’nın telefon görüşmelerini kesti.

“Yetkililerin, Ogyen Trinley Dorje ve onun yanında çalışanları Salı günü beş saat boyunca sorguya çekmelerine ve manastırda ele geçirilen yabancı paralarla ilgili ayrıntıları araştırmalarına rağmen, 17.Karmapa’nın “Çinli yetkililerle sürekli iletişimde olduğu” ve Himachal Pradesh’te uzun süre kalışının “bir güvenlik tehdidi doğuracağı” kanıtlandı.

Her ne kadar Çin hükümeti reddetse de, üst düzey yetkililer, kayıt altına alınan telefon konuşmalarında şunu fark ettiler ki, ülkeye 2000 yılında gizemli bir şekilde giriş yapan Tibetli keşiş, Çin ile yakın bağlarını sürdürmüştü.

Karmapa’nın idaresindeki neredeyse tüm manastırlar, kilit önemdeki ordu ve hava kuvvetleri tesislerinin konuşlandığı, stratejik açıdan hassas alanlarda yer alıyor.

Karmapa manastırında ele geçen beş sim kart, Çinlilere ait ve yetkililerin söylediğine göre, “şurası kesin ki, Çin hükümeti, Pekin’e kurulan manastırlar konusunda zaman zaman Karmapa’nın görüşünü alıyor.”

Üst düzey bir yetkilinin ifadesine kulak verildiğinde ise, “banttan çekilmiş olan konuşmalardan, sürgündeki Tibetliler ve diğer ilgili politika alanları hakkında Hint hükümetinin planlarının Karmapa tarafından da tartışıldığı anlaşılıyor.” [11] Her halükarda, Yeni Delhi’nin, Karmapa’nın üst-düzey takibine karşı çıktığına dair fazla bir kanıt bulunmadı.

Hindistan’ın CIA’si olan RAW (Research and Analysis Wing – Araştırma ve Analiz Kanadı) ve IB (merkezi hükümetin İstihbarat Bürosu), Dharmsala’ya geldi ve Kharmapa’nın sorgusuna katıldı. Yerel başmüfettişin söylediğine göre, merkezi hükümetin Yasa Uygulama Müdürlüğü, Karmapa’nın döviz kuru yasalarını ihlal ettiği şeklinde bir soruşturma açmaya karar verdi.

Times of India’da ise, üst düzey bir yetkilinin şu sözlerine yer veriliyor: “Kuzeydoğu ve Ladakh eyaletlerindeki dört-beş büyük manastırda, Çinli şahıslardan gelen önemli miktarda para olduğunu biliyoruz.” Çin’den finansman sağlayan manastırlar arasında, Arunachal Pradesh ve Sikkim’dekiler de yer alıyor. Yetkili, sözlerine şunu da ekliyor: “Paralar, Çin’deki münferit bireylerden geliyor; devlet ajanslarından değil.”

Bir başka yetkilinin söylediğine göre ise, Amerika ve Avrupa’dan da önemli ölçüde paraların birçok üst düzey manastıra ulaştığına dair kanıtlar bulunuyor. [12]

Öte yandan, belki Himachal Pradesh hükümetinin bu olaya mahsus saldırısından, belki de sınır güvenliği ve etnik konularla uğraşmada Hint hükümetinin başarısızlığından dolayı, yetkililer, Tibet göçmen topluluğunun veya yerli Hintli Budistlerin bu denli ani bir öfke patlamasıyla başa çıkmak konusunda hazırlıklı değillerdi.

Dharmsala ve Rumtek manastırının bulunduğu Sikkim’de kitlesel gösteriler düzenlendi. 5 Şubat’ta Sikkim’deki gösteriler sırasında, protestocular, Erik Curren’in “Buddha Gülümsüyor” adlı kitabını da yaktılar. Bu da, Tai Situ ile Shamar Rinpoche yandaşları arasındaki gergin ilişkinin bir başka göstergesiydi. [13]

Sikkim’de bulunan Ogyen Trinley Dorje yanlısı aktivistler, protesto için Yeni Delhi’ye 425 kişilik bir delegasyon gönderdiler. Tibetli STK’lar –ki bunlar arasında en militan görüşte olanların temsilcileri de vardı- ve Tsering Woeser, Tenzin Tsundue gibi saygın aktivistler, Hindistan’ın Karmapa’ya karşı hareketlerini onaylamıyorlardı. Dalay Lama ve sürgündeki Tibet hükümeti parlamentosu da, Ogyen Trinley Dorje’ye destek verici açıklamalarda bulundular.

Himachal Pradesh’in Eyalet Başkanı Prem Kumar Dhumal, 4 Şubat günü yapmış olduğu konuşmada “Budist lider için gerçekleştirilen destek gösterilerinin sonlandırılması, yasalara ve ülke düzenine zarar verilmemesi çağrısında bulundu.” [14]

Yeni Delhi’nin kontrol etmeye çabaladığı birimlerin yoğun öfkesini çektikten sonra, merkezi hükümet geri adım atmak zorunda kaldı ve Himachal Pradesh mercilerinin, “süreci yavaşlatması” telkininde bulundu. [15]

Ele geçen nakit para ve Karmapa gerginliğinin de ortaya çıkardığı gibi, Dalay Lama’nın Tibetlilerin taleplerinin sözcüsü olma rolünün yeni varislere aktarımında yaşanan kaygılar ve Kagyu mezhebi içindeki meselelerin çirkin bir hal alması, aslında Hindistan içindeki Tibetli Budist cemaatlerin meselelerini bizzat kendisi idare etmek isteyen Hint hükümetinin acemi çabalarının bir sonucudur.

Bu çabalar, Shamar Rinpoche veya onun koruması altındaki Trinley Thaye Dorje’den herhangi bir şekilde etkin bir yardım almadı. Ülke içinde ve ülke dışına seyahat özgürlüklerine karşın (keza Shamar Rinpoche, ABD vatandaşıydı), iki Budistin reenkarnasyonu, kendilerine tabandan yükselen bir desteği harekete geçirmede görece olarak etkisiz kaldı. Shamar Rinpoche’nin savundukları, bir süre sonra Hindistan’daki Tibetli Budistler arasında marjinalize hale geldi.

Sözde Çin ajanı olan Ogyen Trinley Dorje ise, kendisini Dalay Lama’nın evladı olarak kabul ettirdi; Çin’i temkinli şekilde eleştirdi ve Dalay Lama’nın ölümünün ardından göçmen cemaati içindeki dini ve seküler güçlerin uzlaştırılması konusunda bağımsızlık yanlısı aktivistlerin umut kapısı haline geldi. Shamar Rinpoche ve Trinley Thaye Dorje ise, kendilerini, Tibetli göçmenler lehine Çin-karşıtı ulusalcı yaklaşımlarla özdeşleştirmek üzere herhangi bir adım atmadılar.

Shamar Rinpoche, Hintli bir haber ajansıyla yaptığı mülakatta, Çin’in Tibet’i işgal etmesi hakkında hafife alan bir şekilde konuştu.

Tibetli aktivistler dünyanın her bir noktasında davaları için destek ararlarken, Tibet’teki en eski Budizm okulunun en üst düzey keşişi olan Shamarpa, Çin üzerinde yapılan gereğinden fazla bir uluslararası baskının, cemaat açısından işleri daha da kötüleştireceğine inandığını belirtti. Keşişe göre, Çin’in güçlü bir aktör olarak ortaya çıkışını Tibetliler engelleyemez ve bu durumun, uzlaşı için atılacak adımları güçlendirmesi gerekir.

14.Shamarpa Mipham Chokyi Lodro’nun bir mülakatta PTI’ye söylediği gibi, “uluslararası açıdan bakıldığında, baskının iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çin, son derece güçleniyor ve daha fazla baskı, sadece var olan şeylerin infilak etmesine neden olur.”

Geçtiğimiz sene Kasım ayında ABD Başkanı Barack Obama’nın Çin’e yaptığı ziyaret, birçok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı; keza bu ziyaretin Tibet’teki insan hakları sorunlarını iyileştirmek üzere baskı kurmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorlardı.

Bununla birlikte, Sharmapa’nın da söylediği gibi, “bu konuda yapılacak fazla bir şey yok.” [16]

Shamar Rinpoche’nin Karmapa tartışmasına önerdiği çözüm ise, kendi pozisyonuna destek sağlayacak türden değil.

Zira, iki Karmapa olmasını öneriyor:

1. Ogyen Trinley Dorje, Çin Halk Cumhuriyeti içindeki Tsurphu’daki geleneksel Kagyu makamına geçsin.

2. Onun adayı olan Trinely Thaye Dorje ise, Rumtek’in başına geçsin.

Bir açıdan bakıldığında, bu durum son derece mantıklı görünüyor. Ancak, bir diğer açıdan, kutsal sayılan Karmapa seçim sürecinin aslında ne denli anlamsız olduğunun da dolaylı bir kabulü anlamına geliyor. Keza, böyle bir öneriye kulak verilirse, Ugyen Trinley Dorje’ye, Tsurphu’nun enkazı üzerinde egemenlik verilirken, Shamar Rinpoche ve Trinley Thaye Dorje, tüm prestij, refah ve güçten yararlanacaklardı.

Shamar Rinpoche’nin yandaşlarının iddiasına göre, Sikkim’de Ogyen Trinly Dorje’nin geri dönmesini sağlamak için devam eden baskı ve geniş kapsamlı gösterilerin ardında dış mihrakların mali kaynakları bulunuyor.

Ancak, şurası da bir gerçek ki Ogyen Trinley Dorje’nin ardında;

- Dalay Lama;
- Sürgündeki hükümet;
- Dharmsala’nın seküler STK’ları;
- Sikkim’de saldırgan bir yerel örgütlenme; ve
- Büyük olasıklıkla da, Kagyu yandaşlarının büyük çoğunluğunun desteği bulunuyor.

Onunla kıyaslandığında, Trinley Thaye Dorje’nin ardındaki destek (Shamar Rinpoche’ye sadık en üst düzey Kagyu lamaları ve Hindistan hükümeti ve istihbarat teşkilatı içindeki kişiler), son derece “görünmez” düzeyde kalıyor.

Londra Westminster Üniversitesi’nden, “Geopolitical Exotica: Tibet in Western Imagination” adlı kitabın yazarı Profesör Dibyesh Anand, Asia Times Online’a şu ifadeleri kullanıyor:

“Hindistan’ın Tibet hakkındaki stratejik yaklaşımındaki sorun; kısa-erimli olması… Hindistan, ulusal çıkarı gereği, ya reenkarnasyon tartışmasından kendini uzak tutuyor; ya hasım tarafları, bu meseleyi bir kerede çözmeleri konusunda ikna ediyor; ya da Ogyen Thinley Dorje’yi destekliyor. Dalay Lama ve diğer dini liderlerin çoğu ile Tibetlilerin Ogyen Thinley Dorje’yi desteklediği bir ortamda, Shamarpa’nın desteğini alan Karmapa’yı destekleyerek Hindistan’ın ulusal çıkarının en iyi şekilde sağlanacağına inananlar, rüya görüyor olmalılar.

Halihazırda, Kaşmir’deki sınır ve milliyet meselelerinin idaresi ve komşu Nepal ile ilgili konuları idare etmekle uğraşan Hint hükümeti, Himachal Pradesh’deki Tibetli göçmen topluluğuna daha öfkeli ve güvensiz yaklaşabilir.

Hindustan Times’daki bir yorumda, Anand şöyle yazıyor:

“Hindistan medyasının Karmapa konusunda yaptığı saldırı, sadece, Tibet’in Karmapa’ya olan saygısını bir kez daha gösterir. Ancak, öte yandan, işler Hindistan aleyhine geri tepecektir; çünkü sürgünde bulunan Tibet Budizmi destekçileri, sınır bölgelerde yaşayanlar, Tibetliler ve dünyanın geri kalanı, bu dini simgenin maruz kaldığı aşağılama karşısında içerleyeceklerdir.

Hint medyasında yaşanan bu sirk gösterileri karşısında Çin’deki sertlik yanlısı yetkililer, muhtemelen gülüyorlardır. Bunun sadece Hindistan’da yaşayan sürgündeki Tibet topluluğunda bir kafa karışıklığı yaratmayacağını, aynı zamanda Çin’de yaşayan Tibetliler arasında Hindistan’a dair bir düşkırıklığı doğuracağını biliyorlar. Şunu unutmamalıyız ki, sürgündeki lamalar, bir istikrar sağlıyorlar ve sınırdaki insanların barış içinde yaşamasında, Hindistan ordusundan çok daha faydalı oluyorlar. Tibetliler, Hintli ev sahiplerine karşı gereğinden çok cömertler ve Hindistan’a küçük ama uygunsuz bir gerçeği anımsatmakta biraz çekimser kalıyorlar: 1951 yılına dek, üzerinde ihtilaf yaşanan sınır bölgeleri, ne Çin’e ne de Hindistan’a aitti; bizzat Tibet’indi. Buna karşılık olarak, Hintliler en azından Tibetli dini liderler hakkında kötü sözler söylemekten imtina edemezler miydi? Çok mu fazla şey istiyoruz?” [17]

Buna Hindistan’ın vermesi muhtemel yanıt; Hamachal Pradesh hükümetinin hazırladığı söylenen plan olacaktır. Planda, “Dharamsala’da veya dolaylarında yerleşen 27.542 Tibetli’nin faaliyetlerini titizlikle incelemek üzere bir soruşturma açılması” öngörülüyordu. Bir diğer söyleyişle, bu kişiler, potansiyel Çinli casus muamelesi görmekle tehdit ediliyorlar. [18]

Phayul, görüşünü daha da vurgulayarak, şöyle söylüyor:

Himachal Pradesh’in Eyalet Başkanı Bay Dhumal’ın söylediğine göre, iç güvenlik üzerine yapılan bakanlar toplantısında, kendisi, Başbakan’dan, “Tibetlilerin sürgünde mi yoksa bizim misafiriz mi olduğunu” netleştirmesi talebinde bulunmuş.

Kendisi, Himachal Bhawan’ın bir beyanına dayanarak şöyle diyor: “Merkezi hükümet, devlet istihbarat birimi bünyesinde bir Tibet Sığınmacı Birimi kuracak; böylelikle bu Tibetli sığınmacıların faaliyetlerini daha etkin şekilde denetlemiş olacak.”

Dhumal, ayrıca, merkezi hükümetin, İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile istişare ederek, Tibet Sığınmacı Ünitesi kuracağını da söyledi.

Resmi beyanata göre; sığınmacılar birimi de, aynı şekilde İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı’nın ortak istişaresiyle kurulacak.

Bu noktada, Çin’in yapması gereken tek şey, arkasına yaslanıp, bu karmaşayı gözlemlemek…

 

* Peter Lee, Doğu ve Güney Asya meseleleri ve bu meselelerin ABD dış politikasıyla bağlantıları hakkında uzman bir kişidir.


Kaynak: http://www.atimes.com/atimes/South_Asia/MB12Df04.html



Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Yükleniyor